AŞIKLARIMIZ – ŞAİRLERİMİZ
KARA MEHMEDİN BERİZİ
Verdiğin berize budur gayratımBundan başka uyamayon toktur beÜç sepet yumurta sabah kayfaltımTeker teker sayamayon toktur be | Şindiye acımadan çokdan ölürdümSağ olsun konşular ediyo yardımBir koyundan fazla yemem söz verdimAyıp olur ceyamayon toktur be | Senede kırk dönüm bostan ekerinBenden başka kimse yemesin derinKavın karpızı kabıklı yerinAcelemdem soyamayon toktur be |
İki lehen pilaf bir yannık ayranİster yağlı olsun isterse yavanYanına kesiyon beş kilo sovanYeyon yeyon doyamayon toktur be | Günde iki çuval unum gediyoAvradım her sabah ekmek ediyoBir kazan fasille gönül ye deyoArtırmaya kıyamayon toktur be | Bilmem Karamehmet nereye gederBuyumuş kısmatım buyumuş kaderBir günde yediğim işte bu gadarTaha fazla yeyemeyon toktur be |
Üç çençere bamya yerin bişinceYirmi tas su içip birez koşuncaHer yanı sökülür garnım şişinceSağlam göynek keyemeyon toktur be | Bazı az geliyo beş kasa furmaYedi ilahnadan yapıyoz sarmaOnu damı yedin deye heç sormaUtanıyon deyemeyon toktur be | |
Aşık KaramehmetGümürdülü Köyü/Ceyhan |
ŞİİRLERLE YÖREMİZ CEYHAN
Nedir Ceyhan nedir, bu kadar neden?Ova’mıza hayat veren bir bedenBurcu burcu mis kokulu reyhanımGüneyimin, sen “Nil”isin Ceyhan’ım | Mahsullerin, harı harıl taşınır,Öyle çok ki, yollar bile aşınır…Elbistan’la,Karataş’ın arası;Gayretinle ,dolar taşar parası.. | Güz gelince , düğün dernek kurulurBu işlerde, artık her şey durulur,Mehmed ‘ciğim ,Ayşe’siyle evlenir.İki gönlü, bir olur alevlenir! |
Nazlı nazlı akışınla bir gelinToprağımdan, eksik olmasın elin…Tahıl,pamuk hep senden sulanırAkmaz isen herşeyimiz bulanır! | Seyhan kardeş kıskanarak yarışır,Gülümseyip Akdeniz’Barajlarla huzur verdik sizlere;Seller bitti renk geldi benizler.. | Burcu burcu, mis kokulu reyhanımGüneyimin, sen “Nil”isin Ceyhan’ım. |
Karlar yağar yazın Çukurova’ya!Bol bereket,neş’e gelir yuvayaTarlalarım baştan başa ak lale!Hayran olmamak elden mi bu hale? | Ataraba tarihlere karıştı!Toprak ana,demir ile barıştı!Ferguson’lar her kapıda bir EnterHer tür işi görür, artar da yeter! | |
Yağız, yiğit,bu toprağın insanı,Eli,Fatma, İbrahim’i, İhsan’ıÇiftçilerin, kızgın güneş altında;Çalışırlar, hep bu beyaz altınla! | On yaşında, tohum eker bir çocuk…Sırtlarda yok, artık eski bir kocuk!…Hep sayende, yokluk nedir unuttuk!Bilinçli bir tarım yolunu tuttuk… | |
M. Âsım GÖRBİLDoruk Kasabası |